Eskiden öğrencilik yıllarımızda müfettiş geleceği zaman bütün okul telaşa düşerdi.
Çok bilenleri, her soruya anında doğru cevap verebilenleri öğretmenler ön sıralara oturturdu.
Müfettiş de zaten ön sıradan iki kişiye ikişer soru sorar sonra da çıkar giderdi.
Bilmek ve bilgili olmak bilgiye erişimin zor olduğu yıllarda çok değerliydi çünkü.
Bir konuyu derinlemesine bilenler artık o konunun uzmanı olur, başarı da o konuyu ne kadar derin bildiğiyle ölçülürdü.
Günümüzde bilgi her gün katlanarak çoğalıyor ve dünün doğrusu bir anda bugünün engeli haline gelebiliyor.
Artık mesele ne kadar bildiğimiz değil, değişime ve değişenlere ne kadar hızlı uyum sağlayabildiğimiz.
Bu nedenle eskinin çok bilenleri de eskisi kadar başarılı ve popüler değiller.
Bugünün ve geleceğin değerlileri, başarılıları ve kazananları "zihinsel esneklik" becerisine sahip olanlar olacak.
Düşünce biçimini, bakış açısını, tutum ve davranışını değişen yeni durumlara uyarlayabilmek hayati derecede önemli olacak.
Değişim, bugünün iş dünyasında bile baş döndürücü bir hızda.
Ama gelecekte değişimler sürekli ve kalıcı hale gelecek.
Meslekler dönüşecek, bazıları kaybolacak, yerlerine yenileri doğacak.
Böyle bir dünyada sabit düşünce kalıplarına sıkışmış bireylerin varlık göstermesi çok zor olacak.
Bu dönüşüm ortamında “benim işim bu” diyenler dışarda kalacak, “ben öğrenirim” diyenler ise ayakta kalıp yoluna devam edecek.
Zihinsel esneklik için 21. yüzyıl becerilerinden birkaçına bir arada sahip olmak gerekiyor:
Değişime direnmek yerine hızla uyum sağlayabilme, yenilikçi düşünerek sabit kalıpların dışına çıkabilme ve bir sorun karşısında tek bir çözümde ısrar etmek yerine yeni arayışlar peşinde olma.
Bu becerileri edinmek ve zihinsel olarak daha esnek olabilmek için de konunun uzmanlarına kulak vereceğiz:
Dar alanda hareket etmek, geniş alanda rahatça dolanmaya göre zordur.
Bu yüzden zihinsel esneklik için öncelikle zihnimizin sınırlarını genişletmeliyiz.
Yeni şeyler öğrenmek beyni sürekli aktif tutar.
Okuma alanını genişletmek, mümkünse azar azar psikoloji ve felsefeye de göz atmak büyük katkı sağlar.
Zeki insanlar doğru cevabı verirler, esnek insanlar ise yeni soru sorarlar.
İnsan beyni tanımadığı şeylerle karşılaştığında yeni bağlantılar kurar.
Bu yüzden çok gezen ve farklı ortamlarda farklı insanlarla temas kuranlar, sadece okuyanlara göre daha bilge olurlar.
Esnekliğin en büyük düşmanı ise "eski köye yeni adet getirmek"ten kaçınmaktır.
"Bunu neden böyle yapıyoruz?" ya da "bunun yerine bunu yapsak ne olur?" diye soranlar hep esnek düşünenler arasından çıkar.
Yine mükemmeliyetçilikten uzak durarak ve hatalardan çekinmeyerek de zihinsel esnekliği güçlendirebiliriz.
Her seferinde yeni bir duruma adapte olabilmek, beynin öğrenmeye açık modda kalmasını sağlar.
Zaman geçtikçe de bu artık bir refleks hâline dönüşür.
Bu sayede zihinsel esnek olma becerisi sürdürülebilir bir alışkanlık haline gelir.
Zihinsel esnek olmak, bu çağda artık bir beceriden çok bir tür hayatta kalma sanatı haline geldi.
Bu sanat bireyleri sadece başarılı yapmıyor, aynı zamanda öğretmenlerin eskiden ön sıralara oturttuğu bilge öğrenciler konumuna getiriyor.
Geleceğin iş dünyasında ise kazananlar geçmişteki gibi en çok bilenler değil,
en hızlı öğrenenler, en çabuk ve kolay uyum sağlayanlar ve farklı düşünebilenler olacak.
Değişen dünyada dünyayı değiştirecek olanlar işte o insanlar olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder