"The soul is healed by being with children." F. Dostoyevsky
Çocuklarımızın geleceği netleşirken gittikleri okullar ve aldıkları eğitimler çok önemli.
Ancak en az bunlar kadar kazanacakları kişilikleri, değerleri ve yaşam tercihleri de belirleyici olacak.
Okullarımız eğitimin temel bir parçası ama ne yazık ki hayatın tamamını kapsamıyor.
Bu nedenle kazanmalarını ya da gitmelerini beklediğimiz okullara abartılı anlamlar yüklemek doğru değil.
Çocuklarımızın iç dünyasına, dış dünya ile kuracağı ilişkilerine ve sorumluluk bilincine daha fazla önem vermemiz gerekiyor.
Onlara bilgi değil, bilgelik katarak yardımcı olabilmeyi dert etmeliyiz.
Her çocuk aynı yollardan gitmek ve yürümek zorunda değil.
Eğer çocuğun ilgi alanı teknik konular değilse, yoğun akademik beklentilerle onu baskılamak çok yanlış sonuçlar çıkarıyor.
İstemediği bir alanda ısrar etmek, onların hevesini kırıyor.
Mümkünse maddi kaynaklarımızı gelecekte gerçekten ihtiyaç duyacağı alanlar için değerlendirmeliyiz.
Kimi zaman destek olmak biraz sakin kalmayı, geride durmayı bilmeyi gerektiriyor.
Eğitim çok uzun bir yolculuk.
Herkesin övdüğü bir okul, çocuğumuz için en uygun ortam olmayabilir.
Bütçemizi hesaplarken sadece bugünü değil, yarını da düşünmeliyiz.
Olası riskleri göz önünde bulundurarak hareket etmek bizi ilerde büyük pişmanlıklardan kurtarır.
Başkaları ne yaparsa yapsın, biz kendi imkanlarımıza göre sağlıklı, mantıklı ve sürdürülebilir kararlar almalıyız.
Çocuğumuzun eğitim süreci bizim yaşam kalitemizi tehdit edecek bir yük haline gelmemeli.
Erken yaşta beceri ve meslek kazanmak çok daha anlamlı ve üretken bir yol olabilir.
Herkes mimar, mühendis ya da doktor olmak zorunda değil.
Çocuğun derdi çok para kazanmaksa, doktor ve mühendisten kat kat fazla para kazanabilen sürüyle meslek var.
En önemlisi, hayatın farklı alanlarında üretken, mutlu ve başarılı bireyler yetiştirebilmek.
Çünkü geleceğin dünyasında sadece bilgi değil, beceri çok değerli olacak.
Çocuğumuzu, kendi potansiyelini gerçekleştirebileceği alanlara yönlendirmek endişe duyulacak bir durum hiç değil!
Sınavlar, hayatın tamamı değil, sadece küçük birer parçası.
Eğer sınavlarda istedikleri sonuç gelmiyorsa, bu dünyanın sonu da değil.
Bu durum onların başka bir yoldan ilerlemeleri gerektiğini anlayabilecekleri değerli bir fırsat.
Çocuklarımıza bu süreçte beklentisiz destek olmak, yolların bitmediğini göstermek en kıymetli rehberlik olacak.
Değerli anne ve babalar!
Çocuklarımızı çok sevmeliyiz, anlamalıyız, onlara güvenmeliyiz.
Onlardan önce, bizim rahat olmamız gerekiyor.
Hayat sadece sınavlardan, notlardan, puanlardan, akademik başarıdan ibaret değil.
Onlara mutlu, huzurlu ve değerli bir yaşamın mümkün olduğunu yaşayarak ve göstererek hissettirmeliyiz.
Çocuğunuzun geleceği için atacağımız en anlamlı ve en önemli adım, onu “iyi insan” olarak yetiştirmek olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder