17 Temmuz 2025 Perşembe

Erdemli Meslek Seçimi


Kariyer danışmanlığı görüşmelerimizde haklarında uzun uzun yazılar yazılacak gençlerle karşılaşıyoruz.
Kimi yapay zeka alanında kariyer yapabilecekken sağlık alanında çözümler üretebilmek veya engellilerin hayatlarını kolaylaştırabilmek için bu yönde ilerlemek istiyor.
Kimi hakim veya savcı gibi saygın ve güvenceli meslekler dururken, haksızlığa uğrayan çocukları savunabilmek ve koruyabilmek için bu alana yöneliyor.
Bazı mühendislik mezunlarının yüksek maaşlı ama çevreye zarar verecek işler yerine doğaya duyarlı sürdürülebilir projelerde ilerlemeye çalıştığına denk geldim.
Yine yakın çevremde son derece başarılı tıp kariyeri olduğu ve özel hastanelerden cezbedici teklifler aldığı halde sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı olan yerlerde çalışmayı isteyerek ve severek tercih edenleri görüyorum.

Etrafımızda bunlar gibi insanların varlığına sizler de her zaman her yerde şahit olabilirsiniz.
Bu kişiler daha az kazanmalarına rağmen vicdanlarının sesini dinliyor, ihtiyacı olan insanlara gerçek anlamda fayda sağlıyor ve toplumda farkındalık ya da dönüşüm gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Kendi iç sesleriyle yüzleştikten sonra hem bireysel hem de toplumsal olarak doğru olduğuna inandıklarını seçme cesaretini gösteriyorlar.

Gençler mesleklerini seçiyor.
İyi para kazanmak için, saygınlık ve itibar elde etmek için, önemli biri olmak için veya ailesinin beklentilerini karşılamak için tercihler yapıyorlar.
Ama çok azı “daha iyi bir insan olmak için” meslek seçiyor.

Meslek sadece çalışacağımız ve para kazanacağımız bir iş ya da geçim aracı değil, olmamalı.
Nasıl yaşamak istediğimizin, kim olmak istediğimizin ve bu dünyaya nasıl bir iz bırakmak istediğimizin cevabı olmalı.
Karakterimizin yansıması, vicdanımızın sesi de dahil olmalı bu sürece.

Meslek seçiminde yaptığımız belki de en büyük hatalardan biri, erdemli olmaya değer vermememiz ve bunu ihmal etmemiz.
Meslek seçimini sadece bireysel başarı ve çıkar üzerinden değerlendirmek zamanla toplumda büyük yaralar açıyor.
İnsani, ahlaki ve etik değerleri es geçiyor ya da umursamıyoruz.

Erdemli insanların mesleklerini erdemli şekilde yaptığı toplumlar sadece kalkınmakla kalmıyor, aynı zamanda daha yaşanabilir, adil ve huzurlu hale de geliyor.
İsveç, Norveç, Finlandiya gibi İskandinav ülkeleri bunun güzel örnekleri.
Bu ülkelerde bir iş değil de bir sorumluluk olarak görülen öğretmenlik gibi meslekler en büyük saygıyı görür.
Çünkü eğitim toplumun vicdanı olarak kabul edilir.

Japonya’da bir çöp toplayıcının işi, toplum hizmetleri için büyük önem taşır.
Çünkü orada temizlik, sadece estetik değil, ahlaki bir değerdir.
İşini iyi yapan herkes büyük saygı görür.
Erdemli meslek anlayışı bizdeki gibi sadece üst düzey mesleklerde değil, hayatın her alanına kendini gösterir.

Almanya gibi sanayi ve üretim odaklı ülkelerde ise ustalık ve mesleki etik kutsal kabul edilir.
Ustalar sadece teknik bilgiye değil, disipline, dürüstlüğe ve işine sadakate de sahip olmalıdır.
Ahlaki değerlere bağlı bu zihniyet sayesinde üretim sorunsuz olur, ürünlerine güvenilir damgası vurulur.

Biz peki onlara göre çok mu gerideyiz?
Çoğu zaman görünmez olsa da ülkemizde de mesleğini erdemle yapan insanlar da var.
Çocuklarımıza insanlık aşılayarak geleceğe hazırlayan sessiz sedasız çalışan öğretmenler, ellerindeki kısıtlı imkanlarla mucizeler yapan vicdanlı sağlık çalışanları, haksızlığa yanlışa hiç gelemeyen adalet temsilcileri, rüşvet reddeden kamu çalışanları gibi binlercesi...
Toplumumuz hala bu erdemli insanların omuzlarında yükseliyor.
Ahmet Şerif Hoca bir konuşmasında bahsetmişti.
Türkiye'de suçlar, haksızlıklar ve adaletsizlikler sadece nüfusun %10'una ait, büyük çoğunluk temiz ve düzgün yaşamaya çalışıyor.

Başarıyı para, şöhret ve makam mevki üzerinden tanımladıkça yanlış yapmaya devam edeceğiz.
Bir toplumda insanlar sadece kazancı için meslek seçerse, adaletsizlik, yozlaşma ve çıkarcılık sıradanlaşır.
İnsanlar erdemli olmayı kazancın önüne koyup meslek seçerse, güven, saygı, ahenk ve huzur kalıcı olur.
Erdemli meslek seçimi, insanın kendi vicdanıyla başkalarının iyiliği arasında kurduğu bağdır.
Bu bağ ne kadar güçlü olursa, toplum da o kadar güçlü olur.

7 Temmuz 2025 Pazartesi

Mutluluk Meslekte mi, Yoksa Meslek Mutlulukta mı?

Bir gün meslek danışmanlığı için beraberinde annesi ile bir genç geldi.
Ailesi gencin ön lisans Elektronik bölümüne gitmesini istiyordu.
Bunun için her türlü maddi desteği sunacaklar ve özel üniversiteye göndereceklerdi.
Bu seçim, diğerlerine göre daha kolay iş bulabileceği ve iyi paralar kazanabileceği bir bölüm olduğundan çok mantıklıydı.
Ancak genç ile birebir görüştüğümde aradığı ve istediği geleceğin çok farklı olduğunu gördüm.
Drama yazarlığı veya tiyatro merkezli bir meslekte çalışmak ve ilerlemek istediğine beni ikna etmişti.

Peki bu çatışmadan kimin galip çıkması gerekiyor?
Ailenin, aklın ve mantığın mı, yoksa gencin arayış ve hayallerinin mi?

Psikolojide yaptığımız işi duygularla, anlam hissiyle, iyi olma hali ile ve en güçlü yönlerimizi kullanarak yapmamız gerektiği ile ilgili bir yaklaşım var.
Martin Seligman’ın "Pozitif Psikoloji" yaklaşımı, meslek seçimi ve mesleki tatmin açısından güçlü temeller sunuyor.
Kendisi, hemen hemen çoğu kişinin kulak aşinası olduğu, literatürde "öğrenilmiş çaresizlik" olarak geçen kavramın mucidi.
ABD Üniversitelerinde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış ve psikoloji alanında çok sayıda ödül kazanmış bir isim.

Seligman, kariyerinin erken dönemlerinde depresyonun ve mutsuzluğun nedenlerini anlamaya çalışmak üzerine yoğunlaştı.
Köpekler üzerinde yaptığı meşhur deneylerle öğrenilmiş çaresizlik üzerine çalışmalar gerçekleştirdi.
Bir kişinin defalarca başarısızlığa ya da olumsuzluğa maruz kaldığında, başarabileceği durumlarda bile çaba göstermemeye başladığını gördü.
Çünkü artık “başarısızlık kaçınılmaz” diye düşünen bireyler tekrar denemekle ve harekete geçmekle uğraşmıyordu.

Geleneksel psikoloji yıllar boyunca kaygı, depresyon ve başarısızlık gibi insanların negatif duyguları üzerine odaklandı.
Psikologlar o güne kadar insanların neyi yanlış yaptıklarıyla ilgileniyordu.
Ancak 1990 lardan itibaren Seligman bu bakışı tersine çevirmek istedi.
Bu yüzden insanların ne zaman iyi hissettikleri, ne zaman geliştikleri ve daha iyi oldukları üzerinde durdu.

Bundan sonraki aşamada pozitif psikoloji yaklaşımını geliştirmeye devam etti.
İnsanların zayıflıklarıyla değil, güçlü yönleriyle kendilerini nasıl geliştirebileceklerini bilmeleri gerekiyordu.
Sadece sorunları tedavi etmek çoğu zaman yetersiz kalıyordu.
İnsanlara iyi olma, anlamlı yaşama ve potansiyellerini ortaya koyma becerileri kazandırılması daha etkili oluyordu.

Dünyanın her tarafından binlerce insan üzerinde çalışarak araştırmalarını genişletti.
Sonunda bulduğu sonuç ise hepimizin aradığı şeydi:
İnsan, güçlü yönlerini kullanabildiği bir meslek seçtiğinde hem başarılı hem de mutlu olma olasılığı artıyor.
Seligman'a göre gerçek başarı, güçlü yönleri kullanmakla, anlam üretmekle ve hayata katkı sunmakla mümkün oluyor.

Meslek seçerken ilgi ve beceriden daha çok, duygusal tatmin ve anlam arama üzerine yoğunlaşmamız gerekiyor.
Yani neye yeteneğim var değil de, hangi özeliklerimi kullanmak beni güçlü hissettiriyor, bunu keşfetmek önemli.
Bir mesleği kolay iş bulmak ya da iyi paralar kazanmak için değil, bu meslek benim için neden önemli diye düşünmeliyiz.
Amacımız sadece normal olmak ve normal kalmak değil, kendimizi geliştirmek de olmalı.

Her insanın doğuştan gelen ya da zamanla geliştirdiği karakter güçleri var.
Kimi mizahıyla, kimi yardımseverliğiyle, kimi de analitik düşünme becerisiyle öne çıkar.
Mesela merhametli birisi sağlık alanında bir meslekte daha tatmin olur ve kendini mutlu hisseder.
Analitik zekası yüksek biri, araştırma yapabileceği mesleklerde daha verimli çalışabilir.
Yine yaratıcı becerisi olan biri ise sanatla ilgili mesleklerde gelişebilir ve doyuma ulaşabilir.

Doğru meslek, kişinin bu güçlü yönlerini kullanabileceği bir ortam olmalı.
Güçlü yönlerini kullanamayacakları işlerde çalıştıklarında zamanla tükenmişlik yaşayacak ve mutsuz olacaklar.

Öne Çıkan Yayınlar

Erdemli Meslek Seçimi

Kariyer danışmanlığı görüşmelerimizde haklarında uzun uzun yazılar yazılacak gençlerle karşılaşıyoruz. Kimi yapay zeka alanında kariyer yapa...